Omurilik yaralanmaları sonucu mesane işlevinde bozukluklar çıktığını ifade eden Prof. Dr. Tufan Tarcan, bunun tedavisinin mümkün olduğunu belirtti.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Tufan Tarcan, omurilik yaralanmalarının görülme sıklığının trafik kazaları ile doğru orantılı olduğunu ve omurilik yaralanmasından sonra hastalarda mesane sorunları ortaya çıkabildiğini ifade etti ve şunları söyledi: "İşeme merkezimiz beyinde pons adı verilen bir bölgede bulunuyor ve bu bölgeden mesanenin ve idrarı tutan sfinkter kası dediğimiz yapının kontrolü sağlanıyor. Ponsta bulunan işeme merkeziyle mesane ve sfinkter arasındaki bağlantıyı ise omurilik sağlıyor. Omurilikte bir yaralanma olduğunda mesane, sfinkter ve merkezi sinir sistemi arasındaki iletişim ve koordinasyon ortadan kalkıyor. Omurilik yaralanması nedeniyle mesane sfinkter kompleksi ile merkezi sinir sistemi arasındaki haberleşme bozulursa, mesane ve sfinkter eş zamanlı kasılabiliyor. Bu uyumsuzluk oluştuğunda hastalar idrar yapamıyorlar ya da ancak çok yüksek basınçla mesanelerini kısmen boşaltabiliyorlar. Mesane sfinkter uyumsuzluğu dediğimiz bu duruma müdahale edilmez ise üriner sistemde oluşan yüksek hidrostatik basınç tekrarlayan böbrek iltihaplarına yol açıyor ve kronik böbrek yetmezliği oluşabiliyor."
'Yaralanma sonrası 6 ay içinde mesanede değişiklikler oluyor'
Omurilik yaralanması sonrası bu tablonun zaman içerisinde oluştuğunu ifade eden Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Misafir Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Tarcan, "Önce spinal şok dediğimiz bir dönem oluşuyor. Ortalama 6 ay süren bu dönemde mesane tamamen gevşek durumda kalıyor ve çok yüksek mesane kapasiteleri ortaya çıkıyor. Bu dönemi çok iyi takip etmek gerekiyor. Spinal şok dönemi geçtikten sonra ise bu sefer mesane tam tersi aşırı derecede kasılmaya başlıyor. Bu aşırı kasılma durumunda öncelikle mesaneyi gevşeten ilaçlarla aktiviteyi düşürmeye çalışıyoruz. Bunlar yeterli olmazsa mesane içine botoks enjekte ediyoruz. Eğer botoks da mesaneyi yeteri kadar gevşetmeye yetmiyorsa o zaman mesane büyütme ameliyatlarını yapıyoruz" dedi.
Omurilik yaralanmalı hastalarda hastanın omurilikle ilgili olan stabilizasyonunun beyin cerrahisi tarafından yapılmasından hemen sonra artık kalıcı sondadan hemen uzaklaştırılması ve temiz aralıklı kateterizasyon denilen yönteme geçilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tarcan, "Burada hiç yapılmaması gereken şey mesane jimnastiği diye çok eski literatürde tanımlanmış olan ama hiçbir işe yaramayan aynı zamanda da birçok komplikasyona yol açabilecek hastanın kalıcı sondasının aralıklı klemplenmesi işlemi. Temiz aralıklı kateterizasyon uygulanabilir. Ellerini kullanabilen ve bilişsel fonksiyonu normal olan hastalar için kolayca uygulanan bir yöntemdir. Hasta ortalama 4 saate bir yani günde altı kez kendiliğinden kaygan tek seferlik kateterlerle mesane boşaltımını rahatlıkla gerçekleştirebilir. Hastalarımızda kalıcı sondaya ancak çok özel durumlarda izin veriyoruz" dedi.
'Omurilik yaralanmalı hastalar ürolojik takibe girmeli'
Mesane hissi kaybolan hastaların mesanelerinin dolduğunu hissetmediğini ifade eden Prof. Dr. Tarcan, "Genelde mesaneleri dolduğunda bir basınç hissediyorlar normal mesane dolum hissini de ne yazık ki kaybetmiş durumdalar. Mesaneyle beyin arasındaki irtibat kaybolmuş durumda. Bu masum bir idrar kaçırma değil, bu çok riskli bir idrar kaçırma. Çünkü idrar torbasında ve üriner sistemde çok yüksek basınçlar oluşuyor. Üriner sistem içi gelişen bu basınçta böbreklere zarar veriyor. Eğer tedavi edilmezlerse tam kesi omurilik yaralanmalarının tamamı 5 yıl içinde böbrek yetmezliğine gidiyor. Dolayısıyla omurilik yaralanmalı hastaların hemen en kısa zamanda bir ürolojik takibe girmeleri hayati önem taşımaktadır" dedi.
'Tedavisi mümkün'
Omurilik yaralanması sonucu ortaya çıkan mesane işlev bozukluklarının tedavisi olduğunu belirten Prof. Dr. Tarcan sözlerini şöyle noktaladı: "Temel prensiplerden biri mesane kapasitesini ve mesane basınçlarını normale getirmek. Mesane basınçlarını düşürmek için ilk önce anti muskarinik tedavi planlanır. Eğer yetmezse mesaneye botoks uygulanır, o da yetmezse bağırsaktan segment alınarak mesaneyi büyütme ameliyatları gerçekleştirilir. Tüm bu tedavilerle birlikte hastanın böbreğinin ürettiği idrarın yukarıda anlatılan temiz aralıklı kateterizasyon adı verilen yöntemle olması gerektiği gibi mesane dışına alınması şarttır. Bu şekilde hastanın kuru kalmasını sağlıyoruz. Temel tedavi yöntemi bu. Hastalar mutlaka bir üroloji uzmanının ve tercihen omurilik yaralanmalarıyla uğraşan bir üroloji uzmanının yaşam boyu kontrolü altında olması lazım. Bu kontrolün sıklığı duruma göre değişebilir. En kötü ihtimalle yılda bir, bazen 2 ayda ya da 3 ayda bir takip etmemiz gereken durumlarla karşılaşabiliyoruz. Ürolojik takip burada hayati önem taşıyor. Bu süreçte mesane pedi kullanımı hekim kontrolünde olabilir. Eğer hastanın arada düşük basınçlı bir şekilde minimal idrar kaçırma sorunu oluyorsa o zaman elbette destekleyici mesane pedleri kullanılabilir."
Kaynak: CnnTurk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder