MEDİMAGAZİN- Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi- Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalında Öğretim Üyesi Hasan Erbay yayımladığı üç kitabı ile okuyucularının karşısına çıkıyor.
İlk kitabı “Kırk Pencereli Konak” 2016 yılında yayımlandı. İlk kitabı ile Hayal Bilgisi Dergisi 2017 Öykü Kitabı Ödülü ve Arif Baş Öykü Ödülü’nü (mansiyon) alan Dr. Hasan Erbay’ın; ikinci kitabı “Tıbbiyeli Muharrem” ilk baskısını 2017 yılında ve ikinci baskısını 2019 yılı başında yaptı.
Üçüncü kitap “Tıptan Öte” ise Mayıs ayı başında piyasaya çıktı.
Tıbbın ve edebiyatın insanı merkeze aldığını ifade eden Dr. Hasan Erbay ‘anamnez’in bir anlatı olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Hem tıp hem de edebiyat, insanı merkeze alan etkinlikler. Birbirinden farklı var oluş ve işleyiş biçimleri olsa da her ikisi de insana dair meselelere odaklanıyor. Örneğin, klinik tıbbın en temel konusu hekim-hasta ilişkisi bir “anlatı” ile başlıyor. Tıp dilinde “anamnez” dediğimiz şey aslında bir anlatı. Aslında tıp ve anlatı, biz farkında olmasak bile bir anlatı süreci içeriyor. Tıpkı her hastanın bir hastalık geçmişi ya da hikayesi olması gibi, edebiyatın öykü türü de tek bir olaya ya da duruma odaklanan ve gereksiz unsurlardan olabildiğince arındırılmış bir anlatı öngörüyor. Bu nedenle tıp konusundaki anlatılar için edebiyatın en uygun türü, öyküdür.”
“Esas olan insana dair bir şeyler söyleyebilmek”
Hekimlik mesleğinde ciddi bir gözlem ve acı çeken kişilerin dertlerine odaklanma gereksinimi olduğu için pek çok sağlık uygulayıcısının edebiyatta yer aldığını dile getiren Dr. Erbay Anton Çehov ve Mikhael Bulkagov’un, her ikisi de hekim kimlikleriyle bilinen ve daha çok öykü türünde eserler veren yazarlar olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:
“Türk Edebiyatında tıp ve sağlık ortamlarını işleyen pek çok eser ve yazar bulunsa da yalın biçimde ‘tıp ve öykü’yü ele alan eser sayısı oldukça sınırlıdır. Böyle bir sonucun ortaya çıkmasında sağlık ortamlarının kendine özgü yapısının, mesleğin dışından kimseler tarafından muhtemelen kolayca betimlenemeyecek olmasının rolü vardır. Sağlık hizmeti verilen ortamlarında bir sağlık profesyoneli olarak görev yapmamış, o ortamların havasını solumamış, oralardaki insan ilişkilerine dair içeriden gözlem yapma imkanı bulamamış bir yazarın, tıp ve sağlık ortamını ele alan eserler vermesi, haliyle zor olacaktır. Yine benzer şekilde, sağlık sistemi içinden birilerinin de bu yoğun ve rutin işleyişte, edebi kaygılar barındıran kurmaca eserler kaleme alması hayli güç ve fazladan çaba gerektiren bir gayret olacaktır. Belki de bu hevesi, tıp ve öykü alanında eserler veren ve her iki alanın kesişim noktasında bulunan ve bu konumlanmayı bizzat önemseyen kimselerin “bir tutkusu” biçiminde yorumlamak da mümkündür.”
Dr. Erbay üç kitabında da sağlık ortamlarını ele alan, insan ilişkilerine ve kimi zaman bu ilişkilerin etik boyutuna temas eden, sağlıkta şiddet gibi sağlık sisteminin günümüz sorunlarına da eğilen öyküler kaleme aldığını belirterek “Esas olan insana dair; insanın acılarına, ikilemlerine, hırslarına, çaresizliklerine ve kendi içinde yaşadığı kimi ahlaki çatışmalarına dair bir şeyler söyleyebilmek” dedi.
Kaynak: Medimagazin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder