MEDİMAGAZİN- Toraks patolojilerinin tanı ve tedavisinde, son otuz yılda minimal invaziv cerrahi yöntemler oldukça yaygın bir şekilde kullanıma girmiştir. Bunlardan biri olan Video-Yardımlı Torakoskopi Cerrahi (VATS), açık cerrahiye göre birçok açıdan avantajlar sağlamaktadır. Fakat VATS, torasik yapıların hemen hepsinde rahatlıkla ve güvenle kullanılmasına karşın, nedense diyafram konusunda ilgi görmemiş ve uygulama alanı bulamamıştır. Ülkemizde de bugüne değin, diyaframa VATS yaklaşımı birkaç pediyatrik vaka ile sınırlı kalmıştır.
Diyafram evantrasyonu, diyafram yaprağının tümünün veya bir kısmının, kostal kısımları ve organ bağlantıları bozulmamak kaydıyla kalıcı olarak yükselmesidir. Çoğu zaman rastlantısal olarak dispne etiyolojisinin araştırılması sırasında ya da travma sonrası saptanan nadir patolojilerden biridir. Semptomatik diyafram evantrasyonu¶lizisi varlığında, tedavi cerrahidir. Etiyoloji ne olursa olsun plikasyon, temel cerrahi yöntemdir.
İlk defa Lai and Paterson’un 1999’da tanımladığı ve tek vaka olarak bildirilen bu yöntemi, daha sonra Rombolá ve ark.’ı modifiye etmiş ve 18 vakada uygulamıştır.
Biz de bu iki yöntemin farklı karakteristikleri olan modifiye bir şeklini diyafram evantrasyonlu vakalarda başarıyla uyguladık (Resim). İlk olarak 22.12.2009 tarihinde uygulamaya başladığımız bu hibrid yöntem, uygulamada açık cerrahinin bütün kolaylığını sağladığı gibi VATS’ın da bütün avantajlarını da beraberinde sağlamaktadır. Bu yöntemi uyguladığımız 37 hastadaki sonuçlar; 2017 yılında Surgical Endoskopi dergisinin 31. Cilt 4. Sayısında yayınlandı (Video-assisted minimally invasive diaphragmatic plication: feasibility of a recognized procedure through an uncharacteristic hybrid approach – Video yardımlı minimal invaziv diyafragmatik plikasyon: karakteristik olmayan hibrid yaklaşımla tanınmış bir prosedürün uygulanabilirliği). Bu teknikle yaptığımız bir hastaya ait ameliyatın demonstratif bir videoklibi Youtube’da şu linkten izlenebilir [Diyafram Evantrasyonunda Minimal İnvaziv Cerrahi https://www.youtube.com/watch?v=GKqM4OX37Xs].
Halihazırda vaka sayımız 85’e ulaşmıştır. Bu vaka sayısı, ülkemizde tek ve dolayısı ile en büyük vaka serisi olduğu gibi, dünyada da tarayabildiğimiz kadarıyla muhtemelen literatürdeki en büyük vaka serisidir.
Cerrahi yöntemin anlatıldığı ve ilk 37 vakadaki sonuçların irdelendiği makalemiz, Ulusal Akciğer Akciğer Sağlığı 2017 Kongresi’nde “Yurtdışı Araştırma Makalesi Ödülü” ve yine benzer konulu Uzmanlık Tezimiz de (Deniz Gürer, Diyafram evantrasyonunda minimal invaziv cerrahinin solunum fonksiyonlarına etkisi, 2017) sonuçlarının sunulduğu bildiri de Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği, Solunum 2017 Kongresi’nde “Göğüs Cerrahisi Sözlü Bildiri Birinciliği” ödüllerini almıştır.
Minimal invaziv cerrahi ile diyafram plikasyonu kolay, hızlı ve oldukça etkin bir yöntemdir. Açık cerrahide kullanılan aletlerin de kullanılabildiği bu cerrahi yöntemde açık cerrahidekinin benzeri yeterli diyafram gerginliği elde edilebilmekte ve spirometrik testlerde istatistiksel olarak anlamlı iyileşme sağlanabilmektedir. Aynı zamanda minimal invaziv cerrahi ile yapılan ameliyatlardaki gibi postoperatif ağrı ve morbidite daha az olmakta, hasta konforu artmakta, iyileşme süreci hızlanarak hasta taburculuğu hızlı olmaktadır. Diyafram evantrasyonu saptanan semptomatik hastalarda, minimal invaziv cerrahi ile plikasyonun primer seçenek olduğunu belirtmek istiyoruz.
Prof. Dr. İrfan Yalçınkaya
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Göğüs Cerrahisi Kliniği, İstanbul
Kaynak: Medimagazin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder